Ana içeriğe atla

BİSİKLET HIRSIZLARI

      

1927 ve 1950 aralığı dünyayı kökten bir değişime sürükledi bundan nasibini tabiki de sinema dünyası da aldı. Bisiklet Hırsızları filmi buna güzel bir örnek. İkinci Dünya Savaşı bitiminde dünya ekonomik olarak krize girdi ve insanlar sefaleti ve açlığı gördü bunun üzerine yüzlerce film çekilmiştir ancak Bisiklet Hırsızları ikinci dünya savaşının bitiminin ardından çekilen bir filmdir ve o zamanın İtalyasını anlatır işçi sınıfının nasıl bir durumda olduğunu politik ve sosyal hicivle anlatmaktadır. Film bir baba ve oğlunun ilişkisi üzerinden ilerler ve babanın para kazanabilmesi için bisikletinin olması gerektiğini ve bisikletini çaldırmasıyla gelişen olayları bize anlatır. Film o dönemde aslında Musolini'ne de eleştirisini sunar. 




De Sica'nın  bu filmi bize aslında yabancı olmadığımız bir takım gerçekleri sunuyor ve bu yüzden bu film izlenmeyi hak ediyor. Bu film dönemin ümitsizliğini ve tarihi sorgulamamız ve şimdiye eklememiz için başarılı bir başyapıttır. İyi seyirler.  


Bu blogdaki popüler yayınlar

THE GREAT DICTATOR

    ''Elinde o devasa, kocaman, fethedilmez dünyayı tutan ufacık adamcağızın biri o ve dünyaya sahip olduğunu zannediyor.'' Charlie Chaplin     Charlie  Chaplin'i bilmeyen yoktur diye düşünüyorum genelde konuşma olmayan filmleriyle tanınan muhteşem bir aktör ve filmleri her zaman iyi bir mesaj kaynağı olmuştur günümüze kadar izlenmeyi sürdürmüştür. Bu filmde tam olarak mesaj veren ve dünyanın sahibiymişçesine davranan ama sonları hep aynı biten bir diktatörü anlatmakta...    İyi niyetli fakat sakar Yahudi berber, Birinci Dünya Savaşı'nda Almanya ordusu adına savaşır. Savaş esnasında bir subayın hayatını kurtarır. Berber, geçirdiği uçak kazası sebebiyle hafızasını kaybeder. Uzun süre hastanede kalır. Almanya'da olan değişikliklerden ve iktidara gelen diktatörden habersizdir en önemlisi Yahudilere karşı başlatılan savaştan habersizdir. Olaylar gelişmeye devam eder evine gelir diktatörün askerleri ile kavga eder hakkını savunmak ister ve daha farklı olayl...
                        QUO VADİS, AİD A ?                       Nereye gidiyorsun Aida ?       1990'lı yıllara gelindiğinde kendi içinde bağımsızlığını sağlamak isteyen devletlerden biri de Bosna-Hersek'ti. Bağımsız olabilmek için mücadelesini sürdürdü. Sırpların, Bosna-Hersek'in bağımsızlığına karşı gelmesi ile birlikte insanlık dışı olayların yaşanması ve şehrin kan gölüne dönüşmesi kaçınılmaz oldu.  Bu film bizlere hayal dünyamızdan alınıp sunulmamıştır gerçekleri sahneye yansıtmıştır. Ne Bosna'da yaşanan katliamlar kurgudur ne de acılar yalandır. Tamamen gerçek olaylar etkileyici bir şekilde sinemaya uyarlanmıştır. Bosna-Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa şehrinin Temmuz 1995'de Sırp lideri Ratko Mladiç tarafından ele geçirilmesi ve kanlı soykırımın yaşandığı bu kentte tüm Boşnakların hala günümüze kadar kanayan yarası haline gelen Srebrenitsa K...
                                                      LA DOUBLE VİE DE VERONIQUE   " Hayatım boyunca aynı anda iki ayrı yerdeymişim gibi hissettim. Burada ve başka yerde. Anlatması zor."  Dünyada bir benzeriniz olduğunu düşündünüz mü hiç ? Aynı sizin gibi. Aynı saç, aynı surat ve aynı meslek... Türkçe adıyla Veronique'in İkili Yaşamı, yönetmeliğini Krzysztof Kieslowski'nin yaptığı 1991 Fransa-Polonya ortak yapımı psikolojik drama filmdir. Film iki benzer kişinin başka ülkelerde birbirinden habersiz yaşamalarını anlatıyor. İkisinin adı Veronique. Birisi Polonya'da birisi Fransa'da yaşıyor birbirlerini bilmiyorlar ikisi müzikle ilgileniyor birebir benzer bir hayat. İkisinin hayatlarını paralel bir şekilde izliyoruz. Birbirini benzeyen bu iki kadın sadece fiziksel benzerlik değil ruhsal bir benzerliğe de sahiptir. Acı çektiklerinde birlikte acı çe...