Savaşın ortasında kalmış bir anne. 2010 yılında En İyi Yabancı Film dalında Oscar adayı olan Kanada yapımı bu film Denis Villeneuve'nin yönettiği ve beyninizi zorlayacak seviyede... Filmin sonunda nasıl ya nasıl olur inanmıyorum derken buluyorsunuz kendinizi. Psikolojik, felsefik ve tarihi meteforlarla hazırlanmış bir film. Konusuna geçelim;
Anne ve çocukları arasında iki ayrı hikaye anlatılıyor filmde. Annenin hikayesi Lübnan iç savaşı sırasında geçerken çocuklarının hikayesi de annelerinin ölümünden sonra bıraktığı vasiyeti gerçekleştirmek üzerine işliyor. Vasiyeti oldukça karışıktır çünkü anneleri kardeşini bulmalarını ister. Bunun üzerine olaylar gelişir. Tesadüfler silsilesi. 1970'de başlayan Hristiyan-Müslüman grupların gerginliği 1975'te iç savaşa dönüşmüş ve 1991 yılına kadar sürmüştür. Acılar ve kaoslar çeşitli hikayelere sebep olmuştur. Film ile ilgili çok detay vermek istemiyorum ama bunu demeliyim ki hikayenin içinde kayboluyorsunuz uzun süre bir sorgulama yaşıyorsunuz. Şunu söylemekte yarar var film dünyanın en şok verici finaline sahip ve bu final saatlerce ağlamama sebep oldu. Sorguladığım ilk şey de dünyamızda köklü nefretlerin son bulmadığı savaşların insan hayatında bir yıkım yarattığı kimlik arayışlarımızın içinde nasıl kaybolduğumuz oldu. Filmin Türkçe adı İçimdeki Yangın olarak çevrilmiştir filmi izledikten sonra başka isim bu kadar doğru duramaz diye bir yorum yapacağınıza eminim. İyi seyirler.
DİPNOT: Filmi izlemeden önce Lübnan iç savaşına hafif bir göz gezdirmenizi tavsiye ederim.