Ana içeriğe atla

Kayıtlar

                    303 "I need to stop looking for myself outside and look inside." Journey: Sometimes it is an escape, sometimes it is a situation of wanting to lose oneself or wanting to find oneself by exploring, which helps a person not to lose hope. Why do you like traveling? One of the reasons why I love traveling is to listen to the stories of people I meet by chance and to analyze within myself, and of course, the other best reason is to discover new places. Even though I don't always have random events like in romantic movies, traveling must be a good way for a person to find himself. The movie 303 made me love the journey even more, just like Before Sunrise and When Harry Met Sally. I would like to briefly talk about the movie 303. Jan and Jule are two different people living in Berlin, and their paths cross during a trip. Jule, who owns an old caravan, finds out that she is pregnant and decides to go to Portugal to tell her ...
En son yayınlar
                                         YE DUA ET SEV      Kendini arayan bir kadının ruhsal yolculuğu...  Kendimizi ararız her yerde aitlik hissini tatmak isteriz ama bazen bu durum zorlaşır ve kendimizden kopuk, aitlik hissi olmadan sırf yaşıyorum demek için yaşarız. Sevmediğin bir işte çalışır, sevmediğin bir ülkede veya şehirde yaşar herkesin kabul gördüğü kalıplara sıkıştırırız kendimizi. Bundan kurtulmak için tam olarak ne gerekli ? Bence cesaret ama öncelik kendini ne kadar bulmak istiyorsun ve bunun için ne kadar çabalayacaksın ?  Film tam olarak bu konuda ilerliyor kendini arayan bir kadın ve tinsel yolculuğu. Evli ama mutlu değil, yazar olmak istemiş ama mesleği hayal ettiği gibi ilerlememiş ve her zaman eksiklik hissi ile yaşamakta. Aslında gerçek hayatımız da böyle değil mi ? Eksik ve bilinmezlik. Kendimizi bilsek ne yapmak istediğimizi bilsek m...
                                                      LA DOUBLE VİE DE VERONIQUE   " Hayatım boyunca aynı anda iki ayrı yerdeymişim gibi hissettim. Burada ve başka yerde. Anlatması zor."  Dünyada bir benzeriniz olduğunu düşündünüz mü hiç ? Aynı sizin gibi. Aynı saç, aynı surat ve aynı meslek... Türkçe adıyla Veronique'in İkili Yaşamı, yönetmeliğini Krzysztof Kieslowski'nin yaptığı 1991 Fransa-Polonya ortak yapımı psikolojik drama filmdir. Film iki benzer kişinin başka ülkelerde birbirinden habersiz yaşamalarını anlatıyor. İkisinin adı Veronique. Birisi Polonya'da birisi Fransa'da yaşıyor birbirlerini bilmiyorlar ikisi müzikle ilgileniyor birebir benzer bir hayat. İkisinin hayatlarını paralel bir şekilde izliyoruz. Birbirini benzeyen bu iki kadın sadece fiziksel benzerlik değil ruhsal bir benzerliğe de sahiptir. Acı çektiklerinde birlikte acı çe...
                        QUO VADİS, AİD A ?                       Nereye gidiyorsun Aida ?       1990'lı yıllara gelindiğinde kendi içinde bağımsızlığını sağlamak isteyen devletlerden biri de Bosna-Hersek'ti. Bağımsız olabilmek için mücadelesini sürdürdü. Sırpların, Bosna-Hersek'in bağımsızlığına karşı gelmesi ile birlikte insanlık dışı olayların yaşanması ve şehrin kan gölüne dönüşmesi kaçınılmaz oldu.  Bu film bizlere hayal dünyamızdan alınıp sunulmamıştır gerçekleri sahneye yansıtmıştır. Ne Bosna'da yaşanan katliamlar kurgudur ne de acılar yalandır. Tamamen gerçek olaylar etkileyici bir şekilde sinemaya uyarlanmıştır. Bosna-Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa şehrinin Temmuz 1995'de Sırp lideri Ratko Mladiç tarafından ele geçirilmesi ve kanlı soykırımın yaşandığı bu kentte tüm Boşnakların hala günümüze kadar kanayan yarası haline gelen Srebrenitsa K...

THE GREAT DICTATOR

    ''Elinde o devasa, kocaman, fethedilmez dünyayı tutan ufacık adamcağızın biri o ve dünyaya sahip olduğunu zannediyor.'' Charlie Chaplin     Charlie  Chaplin'i bilmeyen yoktur diye düşünüyorum genelde konuşma olmayan filmleriyle tanınan muhteşem bir aktör ve filmleri her zaman iyi bir mesaj kaynağı olmuştur günümüze kadar izlenmeyi sürdürmüştür. Bu filmde tam olarak mesaj veren ve dünyanın sahibiymişçesine davranan ama sonları hep aynı biten bir diktatörü anlatmakta...    İyi niyetli fakat sakar Yahudi berber, Birinci Dünya Savaşı'nda Almanya ordusu adına savaşır. Savaş esnasında bir subayın hayatını kurtarır. Berber, geçirdiği uçak kazası sebebiyle hafızasını kaybeder. Uzun süre hastanede kalır. Almanya'da olan değişikliklerden ve iktidara gelen diktatörden habersizdir en önemlisi Yahudilere karşı başlatılan savaştan habersizdir. Olaylar gelişmeye devam eder evine gelir diktatörün askerleri ile kavga eder hakkını savunmak ister ve daha farklı olayl...

İVAN'IN ÇOCUKLUĞU

  İvan'ın Çocukluğu Rus yönetmen Andrei Tarkovsky'in 1962 yapımlı İvan'a odaklanarak savaşı anlattığı bir film.        İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman işgali esnasında İvan isimli bir çocuğun savaşı nasıl değiştirdiği anlatılmaktadır. İkinci Dünya Savaşı belleğimize yer edinmiştir ve en fazla etkiye sahip olayların başında gelir. Tam da bu noktada Tarkosky'nin eleştirisi gözümüze çarpar. ''Savaş bir çocuğu olgunlaştırmaz ama ondan çocukluğunu alır.'' İvan'ın Çocukluğu da bu sebepten heba olur. Film tipik savaş filmlerinden farklıdır. Filmde rüya sahneleri vardır. İzledikten sonra ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.       Tarkovsky uluslarası sinema alanında, ilk uzun metrajlı yapımı olan İvan'ın Çocukluğu ile dikkatleri üzerine çekti ve film Venedik Film Festivali'nde büyük ödül kazandı.  Tarkovsky filmde bir çocuğun savaşla nasıl mahfolduğunu gösteriyor bizlere ama bunu muhteşem bir şekilde anlatıyor.     İyi...

INCENDIES

    Savaşın ortasında kalmış bir anne. 2010 yılında En İyi Yabancı Film dalında Oscar adayı olan Kanada yapımı bu film Denis Villeneuve'nin yönettiği ve beyninizi zorlayacak seviyede... Filmin sonunda nasıl ya nasıl olur inanmıyorum derken buluyorsunuz kendinizi. Psikolojik, felsefik ve tarihi meteforlarla hazırlanmış bir film. Konusuna geçelim;         Anne ve çocukları arasında iki ayrı hikaye anlatılıyor filmde. Annenin hikayesi Lübnan iç savaşı sırasında geçerken çocuklarının hikayesi de annelerinin ölümünden sonra bıraktığı vasiyeti gerçekleştirmek üzerine işliyor. Vasiyeti oldukça karışıktır çünkü anneleri kardeşini bulmalarını ister. Bunun üzerine olaylar gelişir. Tesadüfler silsilesi.  1970'de başlayan Hristiyan-Müslüman grupların gerginliği 1975'te iç savaşa dönüşmüş ve 1991 yılına kadar sürmüştür. Acılar ve kaoslar çeşitli hikayelere sebep olmuştur. Film ile ilgili çok detay vermek istemiyorum ama bunu demeliyim ki hikayenin içinde kayboluyor...